8 Ekim 2016 Cumartesi

İMAR ve SÜRDÜRÜLEBİLİR BİNALAR

Aslında imarlaşmanın ve yerleşim yerlerinin gelişim tarihine bakarsak, her şehire gençlik dönemlerindeki siyasetin ve ekonominin şekil verdiğini görüyoruz.

Koloni dönemlerinde, grid çizgilerle belirlenmiş bir şehircilik anlayışından, imparatorluklar döneminde, geniş meydanları birleştiren ara yollar etrafında yapılaşmaya, anıtsal eserlere…. Ya da endüstrileşme ile fabrika işçilerinin barınması için yoğun nüfuslu apartmanlara…
Bu yapılar gelişirken, insanlara sosyal refah hizmetleri sunan kurumlarda buna göre belirlenmiş. Parklar, kafeler, eğlence merkezleri,vs. buna göre yapılanmış.
Şimdi ise esnek çalışma koşullarına, hareketlilik ve güvenlik ihtiyaçlarını gözeten bir imarlaşma politikası gerekiyor.


Eğer uzun vadeli bir şehirleşme isteniyorsa, imara ve bina yapımına olan bakış açısını da değiştirmek gerekiyor.

Şu anki durumda, yapılan binaların hiç biri yakın gelecekteki ihtiyaçlara cevap verecek düzeyde ve alt yapıda değil.
Bu nedenle alt yapı planlaması yaparken, bu binaların sahip olacağı özellikler ve bu binalara ruhsat verirken, henüz kullanımda olmasa bile neler istenmesi gerektiği planlanmalı.

Mevcut binalarda dönüşüm zor olsa da, en azından bundan sonraki inşaatlarda bu kıstaslara göre bir imarlaşmaya yönelinebilinir.

Yeni binalarda
ana bakış; sürdürülebilirliği destekleyecek yapıda olmalarıdır.

İleri teknoloji veya bilgisayarlı akıllı sistemler kullanmak, sürdürülebilirlik için gerekli bir şart değildir.
Hatta elektrik ve teknoloji bağımlılığı nedeniyle aslında bir tüketim, pazarlama aracıdırlar.

Önemli olan, yaşayanlara en az kaynakla  konforu sunabilen yapılar tasarlayabilmektir.

Geri dönüşüm, kendine yeterlilik, kamu hizmetlerini kolaylaştırmak, esnek imkanlar sağlamak; yeni bakış açısına dahil olmalıdır.
 
Bu özelliklerin büyük kısmı dikkate almadan yapılan inşaatlar, orta vadeli ve masraflı yatırımlar olacaklardır.


I) Genel Kuralları:
İlk olarak  alt yapı sisteminin ayrıştırılması gerekiyor. Atık su üreten kaynaklar farklı borularla birbirlerinden ayrılmalılar.
  1) Bulaşık ve çamaşır makinesi borularından çıkan atık sular, binalarda ayrı toplanmalı.

  2) Lavabo ve banyolardan çıkan atık sular, ayrı bir boru sistemi ile toplanmalı

  3) Kanalizasyon sistemi için uygun olanlar ayrı bir sistem olmalı.

  4) Henüz ülkemizde pek uygulaması olmamış olsa da evlerde organik çöp öğütücüleri içinde ayrı bir toplama sistemi olmalı.

  5) Bina elektrik sistemi sadece şehir elektriği için değil, çatılardan sağlanacak elektrik içinde ayrı birimler ve yerler boş bırakmalı. Buna göre de elektrik sistemine ek yapılmalı.
 6) Çatılarda, balkonlarda, hatta pencere önlerinde kentsel tarım için uygun olacak bölümler bırakılmalı. Çatıların en azından çimlendirilmesi için uygun önlemler alınmalı.

  7) Binaların zemininde, konut yerleşimi harici, en az iki kat şart olmalı.
Bu katlardan bir tanesi yasaların öngördüğü şekilde sığınak, bir diğeri garaj olmalı.
(Bazı yerlerde, garaj zorunluluğundan kaçınıldığı, bir miktar ek ödeme ile bu alanlarında konut olarak kullanıldığı görülüyor. Bu konuda hiçbir müsamaha olmamalı.)

  8) Sadece ısı konusunda
(ısıtma/soğutma) tasarrufu sağlamak için değil,  kamu hizmetlerinin de daha kolay görülmesi için yoğunlaştırılmış nüfusu barındıracak binalar teşvik edilmeli.

II) Örnek bir bina ve Sistemi:






Genel Durumu:
(250 x 250) metrekarelik  alanı kaplayan bina;  2 kat zemin+11 kat olarak düşünülmüştür.

Bina iç duvar, dış duvar arası mesafe 30 metredir.  İç avlu, bahçe genişliği (180x180) metrekaredir.
(10 metre de ara duvarlar için fazlasıyla ayrılmıştır)

Zemin 2. kat, iç avlu yönüne doğru 60 metre genişliğindedir. Burası sığınaktır. Binanın bir çok sistemi buradan yürütülür.
Zemin 1.kat iç avlu yönüne doğru 50 metre genişliğindedir. Burası binanın otoparkıdır.
Zemin giriş katı 30 metre genişliğindedir. Burası dükkanlara ve süpermarketlere ayrılmıştır.

Çatı düzdür. Duvarları yükseltilerek güvenlik sağlanmıştır.
Çatı altı
(11.kat) boştur. Konut olarak kullanılmamaktadır.

Ara katlarda, 10 metre genişlikte, 16 metre derinlikte olmak üzere 72 daire vardır. Bina toplam 720 daire ile yaklaşık 3000 kişiye konut olarak hizmet verebilir. Mağazaları, çalışanlarını ve müşterilerini de eklersek, bu sayı toplam 5000 kişiyi bulabilir.

Her daire brüt 160 metrekaredir.
Köşelerdeki alanlar, yük asansörleri ve  merdivenler içindir. Binanın dış duvarında iç tarafta ayrıca asansörler mevcuttur.
(Yaklaşık her 20 metrede bir) Gene aynı yönde 20 metrede bir (asansöre 10 m.) yangın merdiveni bulunur.
Site yönetimi biçiminde idare edilir. Özel-şirketleşmiş yönetimi vardır. Bütün daire sahipleri eşit hissedardır.

Bina da merkezi soğutma ve ısıtma vardır
(Merkezi kalorifer veya havalandırma şeklinde). Binanın soğuk ve sıcak su, ısıtma-soğutma suları ve atık su tesisatları ayrılmıştır. Çeşmelerden akan su ile tuvaletlerde akan sular faklı boru sistemleri ile konutlara geliyor.
(Lağım, bulaşık makinesi+çamaşır makinesi, çöp öğütücü ve lavabo ile duş suları ayrı sistemlerle toplanıyor. Toplanan yağmur suları, lavabo-banyo sularına katılır. )

Uydu sistemleri ortaktır. Elektrik sistemi döşenirken, paralel yedek kablo aktarma boruları da döşenmiştir. Doğal gaz boruları sadece mutfak ihtiyaçları için döşenmiştir.

İşlevlerine göre

 1) Bodrum-Sığınak:

Bodrum bölümünde atık su arıtma, biyogaz üretim, alg üretim, mantar üretim ve kapalı led ışıklı sera birimleri vardır.
  a) Çöp öğütücülerden ve lağım sisteminden gelen organik atıklardan, oksijensiz kompostolaştırma ile metan üretilir. 

  b) Bulaşık ve çamaşır deterjanlı sulardan,
(pembe-sarı) led lamba ışığında alg üretilir. (Deterjanların içerdiği fosfat kökenli tuzlar nedeniyle). Elde edilen algler metan üretiminde kullanılır.

  c) Lavabo ve duşlardan gelen sularla, deterjanlı sular temizlendikten sonra binanın tuvaletlerde kullanılan su sistemine katılır. Kalan atıklar, metan üretim sistemine katılır.

  d) Üretilen metan, jeneratörlerde elektrik üretiminde kullanılır.
(Üretilen metan yetersiz kalırsa, açık doğalgaz sistemi ile kapatılır.)
    I) Yanma sonucu açığa çıkan sıcak gazların çoğu (CO2 ve Su buharı) baca sistemi vasıtasıyla, çatıdaki seralara yönlendirilir. Seralardan geçirilen karbondioksit ve su buharı, seraların havalandırma sisteminden atmosfere bırakılır.
   II) Yanma sonucu çıkan gazların
(CO2 ve su buharının) kalan kısmı, aynı kattaki sera sistemine verilir. CO2 aynı zamanda bitkilerin hidrokarbon (şeker, nişasta, yağ ve selüloz) üretmesi için temel ihtiyaçlardandır.
 III) Sera'nın havalandırması mantar üretim bölümüne aktarılır. Böylece bitkilerden çıkan oksijen ile mantarların solunum ihtiyacı sağlanır.
 IV)  Kompostolaştırma sonucu üretilen toprak, binanın seralarında ve iç avlu bahçesinde kullanılır.
  V) Bina içi ve avlu bahçesinden elde edilen selüloz içerikli atıklar, kırık mobilyalar, mantar üretiminde kullanılabilir.

  VI) a) Metandan elektrik üretimi esnasında eğer buhar türbini kullanıldıysa, türbin atığı sıcak buhar, binanın sıcak su ve/veya ısıtma sistemine verilir.
       b) Eğer İçten yanmalı motor veya dıştan yanmalı motor ile üretim yapıldıysa, motor soğutması esnasında elde edilen ısı, sıcak su ve ısıtma sistemine yönlendirilir. (Mevsime göre)

  VII) Bodrumun merkeze yakın bölgelerinde kuru tuz
(sodyum klorür) içinde, "sodyum asetat" tuzu çözeltisi içeren kaplardan oluşmuş tuz havuzları (ortalama 3x3x3 metreküplük 3-4 bölüm) vardır. Sıcak su sistemine girecek olan su önce bu tuz havuzlarından geçer. Bundan sonra kalan ihtiyaca göre ısıtılarak sisteme verilir. (Sodyum asetat, katı-sıvı faz geçişinde yüksek enerji depolama ve salma kapasitesine sahiptir.)

  VIII) Binanın çatısındaki dış duvar yönündeki duvarlarda güneş hücresi panelleri vardır.  Ayrıca binanın dış yüzeyinde en çok güneş alan
(güney tarafına bakan) da bu panellerden vardır.
Güneş hücresi panellerinin altında, su paneli vardır. Böylece ısınınca verimi düşen güneş hücreleri, bu su panelleri vasıtasıyla soğutulur. Güneş panellerinin altında ısınan su panelinin çıkışı, sıcak su sistemine bağlanır.

   IX)  Sıcak yaz dönemlerinde, elde edilen ısı tuz havuzlarını ve yer altı seraları ısıtmak için kullanılır. Fazlası atmosfere salınır.
Isıtma/soğutma sistemine verilen soğuk su, kalorifer sistemi ile aynı sistemi kullanır. Suyu soğutmada metan kullanan jeneratörlerden sağlanan elektrik ile soğutma yapılır.
(Gazlı soğutma veya manyetik soğutma teknikleri ile … Soğutma esnasında açığa çıkan ısı da kaynak olarak değerlendirilir. )
  X) Elde edilen elektrik binanın temel ihtiyaçları için kullanılır. (Seralarda dahil olmak üzere aydınlatma, motorların çalışması , vb.) Her şeye rağmen üretilen fazla atıklar, kent atık su sistemine pompalanır.
  e) Bodrum'un bir kısmı ise ortak atölyeler için ayrılmıştır. Burada, konutlardan atılan mobilyalar, elektronik eşyalar tamir edilir.
Atölyeler, bina sakinlerinin tamir, onarım ihtiyaçlarını görebilecekleri ve hatta kendilerinin de boş vakitlerinde gelip çalışabilecekleri yerlerdir.
Ayrıca dışarıdan gelip, alan kiralayıp esnaf olarak çalışacaklara da açıktır.

  f) Bodrum katın havalandırması, iç avludan gelen havalandırma ile yapılır.

  g) Bu kata ayrıca ortak çamaşır yıkama bölümü de eklenebilir.

  h) Bina sakinleri ve mağazalar-dükkanlar için depo/ardiye olarak bir kısmı ayrılabilir.

  ı) Bodrum'un iç avlu sınırlarında giren bölümünün üstünde
(İlk 10 metresinde otopark, 10-20 arasında toprak vardır.)

  i) Bozulma, onarım, bakım durumlarında süreklilik sağlamak için metandan enerji üretim birimleri ve sıcak-soğuk su birimleri tek bir büyük sistem yerine, 8-10(2 adet x 4 bölge+ 2 adet yedek) küçük sistemin birleşmesinden oluşturulmalı.
Bu şekilde ihtiyacın ya da üretim kapasitesinin düşük olduğu dönemlerde, bir kısım sistem kapatılabilir.
Ayrıca sistemler arasında birbirini destekleyecek bir bypass hattı da oluşturulabilir.

  j) İhtiyaç fazlası elektrik üretimi var ise genel elektrik sistemine satılabilir. İhtiyaç fazlası arıtılmış su, çatı katındaki tarım alanına pompalanır.

  k) Eğer bu alan yetersiz kalırsa
(40.000 m2), iç avlu yönünde toprakta tünel kazılarak yeni alanlar kazanılabilir. Ya da ilk planlama esnasında, yukarıdaki esaslar göre planlan birimlere göre alan inşaat öncesi planlanabilir.

2) Otopark:
Gerek bina sakinlerinin gerek ise mağazalara gelen müşterilerin kullanımı için düzenlenmiştir.
İç avlu sınırları içine giren 10 metrelik bölüm, zemin kat mağazaların, kafelerin arka bahçesidir. İç avludan parmaklıklarla ayrılmıştır. Lokanta, kafe gibi işletmelerin açık alanıdır.
Binanın atık su, kanalizasyon sorunları tamiri bu katta yapılır. Ayrıca  binadan çıkan atıklar bu kattaki konteynırlarda gruplanmış olarak toplanır ve kamuya teslim edilir.
 
3) Giriş-Zemin Kat:
Bu bölüm mağazalara, marketlere ve sosyal mekanlara kiralanmış ya da satılmış katıdır. amacı vardır.
Bina için ek-gelir sağlamak, bina sakinlerinin ihtiyaçları için mağazalar ve marketler ile sosyal etkinlikler için
(kafe, restoran, bar, sinema, tiyatro, vb) ortam sağlamak. Bu şekilde bina sakini çok uzağa gitmeden ihtiyacını sağlayabilir.

4) Konut katları:
Her daire iç avluyu görür. Isıtma ve soğutma ortaktır. Bu nedenle tüm dairelere eşit miktarda sıcak-soğuk hava verilir. Dairelerde ek ısıtma veya soğutmaya izin verilmez.
Isı-havalandırma sistemi ortak olduğundan dairelerde doğalgaz sadece mutfak ihtiyaçları için vardır.

Dairelerin çöpleri, ayrıştırılmış olarak görevlilerce toplanır. Gıda artığı çöpler alınmaz.  (Onlar çöp öğütme sistemine verilir.)  Çöplerin, dönüşüme uygun olarak ayrıştırılmasına ve teslim edilmesine dikkat edilir. Bina köşelerinde ki çöp toplama oluklarından, otopark katındaki konteynırlara doldurulur.
Geri dönüşüme uygun atıklar, ilgili firmalara
(çöp dolum oranına göre) satılır. Bina ihtiyaçları için gelir olarak kullanılır.

5) Çatı altı boş kat: Bu alanın boş bırakılmasının ilk sebebi, çatıda yürütülecek kentsel tarım faaliyetlerinin daire sahiplerini olumsuz etkilememesi içindir.
Yine de  uygun bölümlerinde, bina sakinleri için sosyal tesisler yapılabilir. Mesela, kreş-anaokulu, kafeterya, bayanlar için sosyal mekanlar, tavla-satranç bölümleri, vb.

6) Çatı katı:
26.400 metrekarelik bu alan kentsel tarım için ayrılmıştır. Her daire sahibi, kendisine ayrılmış alanı hobi bahçesi olarak kullanabileceği gibi, kiralayabilir ya da birkaç daire birleşerek ortak kullanabilir.
Ayrıca bu bölge de aqua tarım ile entegre edilmiş tarım da uygulanabilir.
Çatı zemini özel olarak yalıtılmış ve su toplayacak şekilde katmanlaştırılmıştır. Bu şekilde hem yağmur hem de sulama sularının fazlaları tekrar geri dönüşüme alınır.




7) İç Avlu bahçe: 32.400 m2'lik bahçe de ağaçlar, çiçekler, oyun parkı, havuz, yüzme havuzu, çardaklar, kentsel oturma grupları, koşu ve bisiklet yolları, futbol, voleybol sahaları, piknik alanları vardır.
Hatta arıtılmış atık sularla beslenen bir gölet ve derecikte eklenebilir.
Eğer site sakinlerinin çoğunluğu rıza gösterirse, ortasına prefabrik bir okul bile eklenebilir.

III) Bu tür  bir binanın avantajları nedir?
  1) Isı-yalıtımı (tasarrufu): Dış duvarların bitişik olması, iç duvarların kapalı ortam olması nedeniyle  atmosfer hareketlerinde kaynaklanan ısı değişimlerin karşı dirençli olur.
  2) Güvenlik, özellikle çocuklar için oyun alanı olmak üzere, bina sakinleri için güvenli-aydınlık bir sosyal ortam oluşturur.
  3) Atıklarını kullanan bir bina olarak, karbon katkısı düşük bir bina olur.
  4) Nüfus yoğunlaşmasından dolayı kamu hizmetleri daha kolay verilir. (Çöp toplama, alt yapı hizmetleri gibi)
  5) Ulaşım problemini azaltır. Çünkü daire sahiplerinin bir çok ihtiyacı yürüme mesafesinde temin edilebilmektedir.
  6) Park, Bahçe ve Yeşil alan bakımı, korunması ve geliştirilmesi yükü kamunun üzerinden kalkar.
  7
) Balkonlar avlu-iç tarafa baktığından solunan hava kalitesi yüksek olur. Ayrıca bitkilerce sağlanan soğutma ile daireleri soğutma maliyeti de düşer.
  8) Çatı yeşil alan olduğundan, çift yönlü katkısı olur. Hem ısı yalıtımı sağlar. Hem de bina sakinlerinin kentsel tarım ile sağlıklı ve dengeli beslenmesine destek olur.


IV) Yeni imar uygulamaları
Sürdürülebilir bir kent için gerekli ihtiyaçlardan biri de nüfusla artan imar ve konut ihtiyacı. Konut, işyeri hatta otopark olabilir bu ihtiyaç.
Boş ve geniş bir arazide imarları planlamak kolay olsa da, dar alanlı ve dolu bir ortamda bu pek kolay değil.
Atıl alanların saptanması, imara açılması, bu alanlardaki siyasi ya da ekonomik rant kavgalarının sonuçlanıp, mülkiyet yapısının oturması zaman alan işler.

Dağ, tepe yamaçlarına sırt vermiş dar bir alandaki imarlaşma da ise "uygun alan" sıkıntısı daha yüksek.





Okuma Konusu:
Şehirleşmede Çığır Açan Barselona'nın Meşhur Izgara Şeklindeki Kent Planının Hikayesi

Yeni yapılaşmalardan ne bekleniyor?
Hem kamu hizmetlerinin götürülmesi için uygun mesafede olacak, hem nüfus yoğunluğu ile buralardaki kamu hizmetlerin kalitesi arttırılacak hem de şehir dokusuna destek olacak.

İmar konusunda yeni alanlar oluşturmak için ilk önce, "Elde ne var?", "Nelerden  faydalanılabilinir?" ona bakmak lazım.

Bu amaçla iki kısa örnek öneri hazırladım.

1) Eski maden sahalarının kullanımı:

İşlevi bitmiş ve terk edilmiş maden ocakları çevre açısından önemli bir sorun. Genellikle kayalık yapısından dolayı zirai kullanımı düşük olduğu için uzun yıllar çıplak bir şekilde kalıyor. Kent sınırları içinde, yerleşime yakın olanları çöplük olarak kullanmakta mümkün değil.

Terk edilmiş taş ocağı, bu konuda bir örnek olabilir. Zemin yapısı kayalık ve sağlam. Taş ocağı basamaklarında yapılan ağaçlandırma  çalışmalarının da, arazinin taşlık ve kuru olması nedeniyle istenen sonuca ulaşması, uzun yıllar süren düzenli bakım gerektiriyor.

Diğer yandan taş ocağı kente 3-4 kilometre yakınlıkta, ana yol üzerinde ve üniversiteye de 5 kilometre civarında mesafesi var.
 
Burası dev bir öğrenci barınma merkezine dönüşebilir. Kütüphane, sinema, alış-veriş merkezi, yüzme havuzu, otopark, spor sahaları, çalışma salonu, lokantalar, kafeler, ortak çamaşır yıkama merkezleri ile aktif ve öğrenci yaşamını destekleyecek bir yapı ile hizmet verebilir.

Üstelik barınma olarak binlerce öğrenciye ekonomik bir imkan sağlayacaktır.
(Kullanıma göre 4000-8000 arası)
Nasıl yapılacak?
a) Basamaklarda önce ölçüm yapılarak, yüksekliği en az  5 metre olacak, genişliği en az 5 metre olan yerler saptanacak

b) Alt yapı için basamakların köşe dibinden elektrik, su, doğalgaz, telekomünikasyon hatlarının geçeceği dehlizler, döşenecek.
(Isıtma-soğutma merkezi sistemle de olacak şekilde düşünülmeli)

c)
(Ticari konteynırlardan miadını doldurmuş olanlarda olur). 2 katlı konteynır evler, basamaklara yan yana yerleştirilecek. (Her konteynırın 3m en x8m boy x2 m yükseklik ebatlarında olduğu düşünülmüştür. (Bir öğrenci evi bu durumda 48 metrekaredir. Tek veya iki kişi olarak bu evlerde ikamet edilebilinir.)



Bu evlerde ihtiyaç duyulacak olan su, atık su, elektrik, telekomünikasyon bağlantıları yapılır.
Her ev, zeminden 20 cm civarı yukarıda kalacak şekilde taş ayakların üzerine oturtulacak.

d) Konteynır evlerin sırtları ile basamaklar arasında ve diğer hizalarındaki evlerle aralarında  kalan boş alanlar
(inşaat molozları ile) doldurulur.
Konteynır evlerin tavanlarına ek bir yalıtım ve destekleme uygulaması
(Alüminyum bir levha veya en iyisi şehirde halka açık koşu yollarına döşenen tartan pistlerinin sökülmüş eskileri olabilir) yapıldıktan sonra, tavan kısmı, bir üstteki basamak düzeyi  ile aynı seviyeye gelecek kadar önce moloz, sonra toprak ile doldurulur.
Evlerin sadece ön yüzleri açıkta kaldığından, ısı yalıtımı da doğal olarak desteklenmiş olacaktır.

e) Eğer basamak yüksekliği 6 metreden yüksek ise 3ncü bir konteynır evde düşünülebilinir. Ayrıca bu evleri arka zemine de sabitlemek faydalı olacaktır.


Yapıldıktan sonra, tavan kısmı, bir üstteki basamak düzeyi  ile aynı seviyeye gelecek kadar önce moloz, sonra toprak ile doldurulur.
Evlerin sadece ön yüzleri açıkta kaldığından, ısı yalıtımı da doğal olarak desteklenmiş olacaktır.

e) Eğer basamak yüksekliği 6 metreden yüksek ise 3ncü bir konteynır evde düşünülebilinir. Ayrıca bu evleri arka zemine de sabitlemek faydalı olacaktır.

Konteynır evlerin tavan uçları, üstüne dökülen moloz ve toprağı tutacak şekilde korkuluklarla desteklenir.

Korkuluk, kaynaklanmış ters U veya V biçiminde ve bir üst basamağın 50 cm yukarısına kadar gelecek şekilde ayarlanması faydalı olacaktır.









(Şeklin ters U veya V olmasının nedeni, toprak -moloz kaymasını önleyici direnç kuvvetinin yüksek olması içindir.)

yapıldıktan sonra, tavan kısmı, bir üstteki basamak düzeyi  ile aynı seviyeye gelecek kadar önce moloz, sonra toprak ile doldurulur.
Evlerin sadece ön yüzleri açıkta kaldığından, ısı yalıtımı da doğal olarak desteklenmiş olacaktır.

e) Eğer basamak yüksekliği 6 metreden yüksek ise 3ncü bir konteynır evde düşünülebilinir. Ayrıca bu evleri arka zemine de sabitlemek faydalı olacaktır. 




f) Evlerin bulunduğu tavanı, bir bulundukları zemini aynı düzeye getirecek şekilde toprak dökülür. Ardından bu alanlar sergi çimlerle çimlendirilir. Bu şekilde her evin önünde, basamak genişliğinden kalan alan ile, bir alttaki konteynırın çatı kısmının bir kısmı tek bir zemin olarak görülür.

g) Bölgeye derine kök salan ağaçlar dikilmemeli ki zamanla kökler taş dokuda ayrılmalara sebep olmasın. Kök derinliği kısa, yayılan saçak kök yapısındaki bitkiler tercih edilmeli.

h) Bir alt evin tepesinde çıkan güvenlik duvarı, eğer yetersiz görülürse eklemelerle yükseltilebilinir.



Avantajı : Bu tür bir imar çalışmasındaki deneyimler, daha sonra kullanılabilinir.
Kürsel ısınma kaynaklı deniz seviyelerindeki yükselmenin, kıyı şeridindeki evleri tehdit etmesi için ortalama olarak 50-60 yıl zaman biçiliyor.
Eğer arada bir felaket olmaz ise, bu döneme kadar da , Hollanda gibi su seviyesinin altında kalan arazileri koruyacak yeni tekniklerde geliştirilecek gibi gözüküyor.
(En kötü ihtimalle; Sahil boyunca deniz seviyesini aşacak şekilde deniz doldurulur)

Ancak yükselen su seviyesi, sahildeki yer altı su seviyesini de yükseltiyor. Bu da binaların zemin sağlamlığını olumsuz etkiliyor. Aşırı bina yükü, toprağa gömülmeyi de beraberinde getirecektir.
Yani sahil boyunca yapılaşma alanı iyice daralacak. Deprem bölgesinde oluşumuz nedeniyle, yüksek konutlar inşaatına izin verilmesi de riskli. Bu durumda tepelere ve yamaçlara doğru bir imarlaşma kaçınılmaz gözüküyor.
Güncel uygulamalarda, zeminin düzeltilmesi için toprak kazılıyor. Arazi düzleştiriliyor ve inşaat yapılıyor.
Oysa basamak şeklinde bir çalışma ile yamaçlar düzenlenirse, araziyi doldurarak basamaklar yapılacak. Binalar yan yana ve bu basamaklara sırt vererek inşa edileceği için, ısı yalıtım konusunda da avantajları olacaktır.  Ayrıca ciddi bir kentsel atık olan molozların bir kısmı bu şekilde değerlenmiş olacaktır.
En önemlisi, bina çatıları da yeşil alan olarak kente katkıda bulunacaktır.
 





(Şehir dizaynı kursunda bu çalışmayı ödev olarak sundum. Değerlendirenlerden biri aşağıdaki linki  paylaştı. Bir mimarlık öğrencisi, bu tür yerleri "hapishane" olarak dizayn etmiş.

http://www.archiprix.org/2017/?project=2918 )

2) Kullanım dışı atıl bir çalışmanın değerlendirilmesi

Kentin ciddi sorunlarından biri de otopark sorunu. Özellikle bölgede ikamet edenler için iş dönüşünde, araçlarına  boş bir yer bulabilmek sorun.
Önerim sorunu bir nebze hafifletebilecek aynı zamanda atıl bir yatırımın değer kazanmasını sağlayacaktır.
 Örneğin 90'lı yılların sonuna doğru dikilen viyadük ayakları, projenin değişmesi sonucu atıl kalmıştır. Tekrar sökmenin ekonomik ve çevre maliyeti de yüksek olduğu için bu şekilde boş olarak kalıyorlar.
Mevcut viyadük ayaklarının tamamlanması yeterli olacaktır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder